Alman müşterisi çok, türk müşterisi az olan bu otelde tatil yapacaksanız siz de bizim başımızdan geçenleri muhakkak yaşayacaksınız. öncelikle otelin konumundan başlayalım: otel denize sıfır olarak söylense de emin olun ki bir tane daha otel yapılabilecek olan mesafeyi yürüyorsunuz. sadece düz yol yürünse yine sorun değil, fakat denize giderken rampadan iniyorsunuz, ötele giderken rampadan çıkıyorsunuz. hele bir de yanınızda bizim gibi ufak çocuğu olan varsa sürekli dinlenme ihtiyacı duyuyorsunuz. ancak bunu düşünerek olsa gerek denize giderken yolunuzun üzerinde iki bar var, burada dinlene dinlene plaja gidebiliyorsunuz : otelin halkla ilişkiler yetkilisine bu durumu söylediğimizde arada başka otel olmadığı için denize sıfır olarak geçiyor cevabını aldık. keşke bütün sorunumuz bundan ibaret olsa idi... personelin yüzde doksanı alman müşteriler ile ilgilenip, bahşiş almaya çalışıyorlar. bu durumu plajda, havuzda, restoranda sık sık göreceksiniz. alman müşterilerin hareketlerinden, yüz mimiklerinden almancamız olmasa dahi bozuk para olmadığını söylediğini anlıyorduk, 10 eurodan 1 euro bahşiş alabilmek için onu dahi bozduklarına, üstünü verdiklerine şahit olduk. gelelim restoran personeline; otelden çıkacağımız günün sabah kahvaltısında çocuk büfesine en yakın yerdeki masaya oturmak istediğimde masanın toplanmamış olduğunu görüp temizlenmesini istediğimizde tamam diyerek arka masadaki almanlar ile özçekim yaparak, bahşiş almanın derdinde idi. tekrar söylediğimizde ise garsonun verdiği tepki sanırım hizmet sektöründe bu zamana kadar göremeyeceğimiz bir davranıştı. bize başka masa mı yok, kalk oraya otur şeklinde cevap verdi. daha sonra bu durumu yiyecek içecek müdürüne izah ettiğimizde duruma çok şaşırdı ve ilgileneceğini bildirdi. ayrıca restoranda bir garsondan bir şey istediğimizde, istediğimiz şey bir bardak su olsa dahi orası benim bölgem değil diyerek çekip giden garsonlarla karşılaştık. gelelim içecek kalitesine: otelde bilinmedik marka votka ve onlar adına viski demiş olsa da turunç aromalı votkayı size viski diye verilen bir otel. siz de benim gibi günlük hayatınızda haftada bir gün viski içiyorsanız emin olun ki onun viski olmadığını siz de kolaylıkla anlayacaksınız. makine meyve suları bize göre çok tatsız tuzsuz ürünler idi, tabii kişiden kişiye değişir. yemek çeşidi oldukça azdı ancak lezzeti iyiydi, bunu da söylemek gerekir. havuza ilk gün girdiğimizde klor seviyesi inanılmaz yüksekti. anında gözlerimiz yanmaya başladı ve yanmaya bağlı çapaklanmalar oluştu, birdaha havuza da girmek istemedik. kaldığımız odadaki klima sık sık arıza veriyordu. çıkacağımız gün hiç çalışmadı. sanırım otelin en iyi olan şeyi tatlıları, yani özellikle baklavaları idi. bizim tatilimiz sinir ve yorgunlukla geçti. dinlenmek için gittiğimiz otelden yorgun, mutsuz ve sinirli bir şekilde ayrıldık. bu otele gitmeyi düşünüyorsanız lütfen yazdıklarımızı dikkate alın. bizim yaşadıklarımızı yaşayıp tatiliniz burnunuzdan gelmesin.