O Ev Boutique Hotel Yorumları

6
2

O Ev Boutique Hotel

İzmir / Çeşme
-

Hyatımda ilk kez bir mekan hakkında yorum yazıyorum ama tatilim boyunca kendime bunu yapacağıma söz verdim. "o ev" hevesle gittiğim fakat şaşkınlık ve hayalkırıklğı ile ayrıldığım bir otel. ilk açıldığı yıllarda çeşitli şekillerde hakkında pek çok "iyi" şey duyduğum bu otele gitmek bu yaz nasip oldu. büyük, lüks, ekstra konforlu yerlerdense karakteri olan,estetik ve özel yerlere gitmeyi tercih eden biriyim ve tatillerde kalacağım yerleri bu kriterlere göre seçiyorum. bu sebeple "o ev"in doğru bir seçim olduğuna çok emindim... geçmiş yıllarda da hakkında çok iyi şeyler duymuş ve okumuştum. ne yazık ki erken varılmış bir kanaatmiş... bir otelin dekorasyonu, lokasyonu gbi detaylardan daha çok nasıl işletildiği önemlidir. o ev ise ne yazık ki bu konuda büyük zaaflara sahip. bir kaç çift arkadaşımla gittiğimiz için çoğu odayı gördüm ve rahatlıkla söyleyebilirim ki; *odalar toz içinde, *çoğu odalar ve koridorlarda ciddi boyutta rahatsızlık veren bir ağır koku hakim (kanalizasyon değil ancak banyo borularından gelen ağır koku insanın midesini bulandırıyor), her odada birşey ya kırık ya da çalışmıyor, *otelin bahçesinde ve resepsiyondaki koltuk ve sandalyelerin yastıkları bilimum lekelerle dolu, *odalara konulan yüz ve banyo havluları lekeli, *odaların yerlerinde toz öbekleri var, *yatağın başucuna şık lambalar konmuş ama yakılması için priz yok, *odadaki televizyon çalışmıyor (normalde alaçatı'daki oteller odalarına televizyon koymazlar ama madem o alet oraya konulmuş, çalışmasını beklemekten daha doğal ne olabilir?) *minibar kışlık yorgan misali dolabın üst bölümlerinden birine kaldırılmış ve bir elektrik bağlantısı olmadığı için konulduğu yerde işlemesi mümkün değil. *alaçatı'ya has meşhur kahvaltı ise yemek yiyeceğiniz tabaklara doldurulmuş domates ve salatalık yığını ile marketten alınmış reçellerle yeni bir kimlik kazanmış sayelerinde. *sofraya gelen çay termosunun üstü ise yapış yapış ve leke içinde. neredeyse başıboş bırakılmış, "valla canınız isterse" tavrında insanların görevli olduğu bir otel burası. otelde çalışan personel son derece eğitimsiz, iletişim eksikliği bulunan, bir gülümsemeyi dahi geçtim sorulara cevap bile vermeyen insanlar. ilk gün birkaç soruya aldığımız çözümsüz ve "ben ne bileyim" tavırlı cevaplardan sonra kendilerinden birşey istemekten vazgeçtik zaten. "butik otel" konsepti sadece estetik havayı yakalayıp gerisini boşvermekle olmamalı. dünyanın pek çok yerinde butik otellerde kaldım ve ne beklemem ya da beklememem gerektiğinin fazlasıyla bilincinde olan bir insanım. o ev, şeklen "butik otel" konseptini yakalamış olsa da geri kalan hiçbirşeyde ne parasını ne de kategorisini hak eden bir işletme değil. buraya olsa olsa gereksizce çok pahalı bir pansiyon diyebilirim. alaçatı'nın son 2 yılda hızla artan şöhretini takiben gördüğü ilgi, hiçbir işletmeye böylesine bir servis hakkını vermez. bu mekanı o kadar tavsiye etmiyorum ki, kendimi böylesine bir yorum yazmak zorunda hissettim.

Ağustos 2009
Demet Gundem
Tesisin bu yoruma cevabı

Hyatımda ilk kez bir mekan hakkında yorum yazıyorum ama tatilim boyunca kendime bunu yapacağıma söz verdim. "o ev" hevesle gittiğim fakat şaşkınlık ve hayalkırıklğı ile ayrıldığım bir otel. ilk açıldığı yıllarda çeşitli şekillerde hakkında pek çok "iyi" şey duyduğum bu otele gitmek bu yaz nasip oldu. büyük, lüks, ekstra konforlu yerlerdense karakteri olan,estetik ve özel yerlere gitmeyi tercih eden biriyim ve tatillerde kalacağım yerleri bu kriterlere göre seçiyorum. bu sebeple "o ev"in doğru bir seçim olduğuna çok emindim... geçmiş yıllarda da hakkında çok iyi şeyler duymuş ve okumuştum. ne yazık ki erken varılmış bir kanaatmiş... bir otelin dekorasyonu, lokasyonu gbi detaylardan daha çok nasıl işletildiği önemlidir. o ev ise ne yazık ki bu konuda büyük zaaflara sahip. bir kaç çift arkadaşımla gittiğimiz için çoğu odayı gördüm ve rahatlıkla söyleyebilirim ki; *odalar toz içinde, *çoğu odalar ve koridorlarda ciddi boyutta rahatsızlık veren bir ağır koku hakim (kanalizasyon değil ancak banyo borularından gelen ağır koku insanın midesini bulandırıyor), her odada birşey ya kırık ya da çalışmıyor, *otelin bahçesinde ve resepsiyondaki koltuk ve sandalyelerin yastıkları bilimum lekelerle dolu, *odalara konulan yüz ve banyo havluları lekeli, *odaların yerlerinde toz öbekleri var, *yatağın başucuna şık lambalar konmuş ama yakılması için priz yok, *odadaki televizyon çalışmıyor (normalde alaçatı'daki oteller odalarına televizyon koymazlar ama madem o alet oraya konulmuş, çalışmasını beklemekten daha doğal ne olabilir?) *minibar kışlık yorgan misali dolabın üst bölümlerinden birine kaldırılmış ve bir elektrik bağlantısı olmadığı için konulduğu yerde işlemesi mümkün değil. *alaçatı'ya has meşhur kahvaltı ise yemek yiyeceğiniz tabaklara doldurulmuş domates ve salatalık yığını ile marketten alınmış reçellerle yeni bir kimlik kazanmış sayelerinde. *sofraya gelen çay termosunun üstü ise yapış yapış ve leke içinde. neredeyse başıboş bırakılmış, "valla canınız isterse" tavrında insanların görevli olduğu bir otel burası. otelde çalışan personel son derece eğitimsiz, iletişim eksikliği bulunan, bir gülümsemeyi dahi geçtim sorulara cevap bile vermeyen insanlar. ilk gün birkaç soruya aldığımız çözümsüz ve "ben ne bileyim" tavırlı cevaplardan sonra kendilerinden birşey istemekten vazgeçtik zaten. "butik otel" konsepti sadece estetik havayı yakalayıp gerisini boşvermekle olmamalı. dünyanın pek çok yerinde butik otellerde kaldım ve ne beklemem ya da beklememem gerektiğinin fazlasıyla bilincinde olan bir insanım. o ev, şeklen "butik otel" konseptini yakalamış olsa da geri kalan hiçbirşeyde ne parasını ne de kategorisini hak eden bir işletme değil. buraya olsa olsa gereksizce çok pahalı bir pansiyon diyebilirim. alaçatı'nın son 2 yılda hızla artan şöhretini takiben gördüğü ilgi, hiçbir işletmeye böylesine bir servis hakkını vermez. bu mekanı o kadar tavsiye etmiyorum ki, kendimi böylesine bir yorum yazmak zorunda hissettim.

O Ev Boutique Hotel