Green Platan Club Hotel & Spa Yorumları

6.1
15

Green Platan Club Hotel & Spa

Muğla / Marmaris
Berbat Ötesi.. Facia

Akşam yemeği saat 19.30'da başlıyor, 21.30'da sona eriyor.. başlangıç saatinde, restoran'ın kapısında, çekirge sürüsü gibi yemeklere dalan rus turistler ağırlıkta olmak üzere kocaman bir kalabalık birikiyor ve kapı açılır açılmaz hurraa içeri dalınıyor.. bu koşuşturmaya katılmamak için, yemeğin başlangıç saatinden 1 saat sonra restoran'a giriş yaptık.. sadece 8 personelin asık suratla hizmet vermeye çalıştığı masalardan nispeten düzgün olan birine oturduk..fakat masada çatal kaşık bardak yoktu, epey bir çaba sonrası bir garsondan istedik, uzun bir bekleyişin ardından gelen çatal kaşık ve bardağa inanamadık.. zira muhtemelen bizden biraz daha önce yemek yiyenlerden aceleyle toplananlar, çabucak yıkanmaya çalışılmış ama üzerindeki yemek artıkları ve bardaklarda ki rujlu dudak izlerinden bunu bile becermediklerini anladık.... garsona durumu anlatıp çatal bıçak bardağın yenilerini istedik, gelenlerin de gidenlerden pek farkı yoktu, sadece biraz daha iyi durumdalardı.. yemeklerin olduğu bölüme gidip yemekerimizi almaya karar verdik, fakat o da ne. yemeğin başlangıç saatinden sadece 1 saat geçmişti ve neredeyse yemekler bitmişti, evet şaka gibi ama bunu bizzat yaşadık.. akşam yemeğinde bol miktarda beyaz peynir ve kara lahana bulabilirsiniz ama köftepatatesızgara vs vs, yıldızlı bir tatil köyündeki açık büfede olmasını üç aşağı beş yukarı bildiğiniz veya daha önceki tatil deneyimlerinizden gördüğünüz kadarıyla bilirsiniz.... işte bu noktada bildiğiniz herşeyi unutun ve mümkünse gözlerinizin inanamadıklarını kayıt altına alın, (ben öyle yaptım, bol bol video çektim) .... yaşı ve saçının beyazlığından, şef olduğunu tahmin etiğim bir aşçıya, büfenin halini sorduğumda aldığım cevapla beynim tavana zıpladı......... "" bugün menü böyle "" "nasıl yani? burası fabrikamı ki? bizlerde personel yemehanesindeyiz? " dediğimde ise yüzüme boş boş baktı... evet, siz siz olun ve sakın ola ki yemeğe geç gitmeyin, yoksa 1000 küsür lira para bayılır kavun ekmek ve peynir yersiniz.... misafir umduğunu değil bulduğunu yer atasözünü teselli alıp elimizdekilerle masamıza döndük, birde ne görelim, çatal bıçaklarımız ve bardaklarımız yerinde yoktu, belli ki burada sistem buydu, garsonlardan hayır yok, bulduğunu arakla... yeniden istediklerimizle nihayet yemeğe oturduk,,, meğer asıl şenlik şimdi başlıyormuş ta haberimiz yokmuş... arılar... arılar... evet, arılar ve o kadar çoklar ki, ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz, inanmayacaksınız ama gözlerinizle gördüğünüzde hak vereceksiniz ki, tavukla besleniyorlar..evet evet yanlış okumadınız, yemeklerden artan tavuk parçalarını kaplara koyuyorlar ve onu yiyorlar.. nasıl olduysa 2 gün üst üste balık kızartıldı ama almak ne mümkün, balıkların kızartılıp konduğu teknenin üstünde yüzlerce arı, resmen istila etmiş vaziyette (video kaydı var) ve siz alamıyorsunuz aşçıdan istiyorsunuz.. sadece yemekte mi? aklınıza gelen her yerde,, havuzda, barlarda, odanızın balkonlarındaki klima dış ünitesinin üzerindeki yuvalarında, kısacası her yerdeler... "" bal arısıdır biz dokunmazsak onlar da bişey yapmazlar "" diyerek yanılmayın, çok ta güzel yapıyorlar....üstelik sadece bal arısı da yok, eşşek arısıispanyol arıkızıl arı et arısı gibi yöresel isimleri olan öyle bir tür var ki... kendisinin bizzat beni sokması neticesiyle tanışmış olduk...oturduğum yerde, durup dururken ve kendisine hiçbişey yapmamış olmama rağmen oldukça büyük bir eşşek arısı (namı diğer; et arısıkızıl arıispanyol arı) tarafından sağ ayak parmağımdan sokuldum.. sadece 2 dakika sonra sağ ayağımın parmak bölümünün ne hale geldiğine ben dahil görenler bile inanamadı..sokulmanın üzerinden yarım saat geçmişti ki sağ ayağımın diz kapağıma kadar olan bölümünü kullanamamaya başladım.... doktor istedik haliyle, ama ne mümkün, beyefendileri sadece akşamları lütfen uğruyorlarmış otele (ben sokulduğumda saat öğleden sonra 2 idi)..ve dikkat edin: doktor ücretli... evet ücretli.... kendi imkanlarımızla ve sağdan soldan duyduğumuz yöntemlerle (çamur sürmeksabunlu suyla yıkamakamonyak sürmek gibi) bişeyler yaptık ve en sonunda zehrin biriktiği şişkinliği, ısıtıp yaktığımız toplu iğneyle patlattık.. tatil sonuna kadar da bunu 2 kez tekrarladık... arı kabusu sizce sorun değilse, aşağıda sıraladıklarımı da okumanızı tavsiye ederim...; 1:sabah kahvaltısında sayılı miktada porselen fincan bulunuyor, yetişemezseniz köpük bardakta çay içmeye hazır olun.. metal kaşık yok, plastik çubuk layık görmüşler.. bu arada içtiğiniz çaya çay demeye bin şahit lazım... 2:herşey dahil konseptinde içeceklerinizi minicik küçük plastik bardakla içmek zorundasınız, bir tek birayı, mika büyük bardakta veriyorlar, onlarında sayısı az, içeni takip ediyorlar, bitirir bitirmez hemen çeşmenin altında öylesine yıkıyorlar... 3:animasyon diye bişey beklemeyin.. yok öyle bir aktivite,, evet bir ekip var ve adına animasyon ekibi diyorlar ama.... facia kelimesi hafif kalır.. 4:resepsiyonda çalışan bir bayan ve bir erkek dışında, herhangi bir şikayetinizi iletebileceğiniz yetkili aramayın boşuna, yok çünkü... 5:yanınızda mutlaka kendi havlunuzu götürün, zira otelin var olduğunu söyledikleri havlu servisindeki havluları, muhtemelen müşterilerin unuttuğu havluları.. her biri değişik değişik,,,ne bir standart, ne bir otel logolu havlu var.. 6:havuz kenarlarında ve kaydıraklara giden yolda koruyucu bant veya halı yok, zemin sabun gibi kayıyor ve her yer beton veya taş,, düştün mü kalkamazsın.. 7:mavi bayrak denizi var ama cankurtaranı yok..

Haziran 2012
Ermel

Green Platan Club Hotel & Spa